Beyaz hayaller
Ne güzelsin, ne güzel hayallerin var, bembeyaz, tertemiz sanki bir kar tanesi gibisin. Evet evet kar gibi yağıyorsun zaman zaman üzerime. Yanımdayken bütün dertlerimi unutuyorum, bütün hayatın pisliklerini, tozunu çamurunu.
Hep böyle olur ya, tozlu bir şehir, çöp dolusu sokaklar ve ya çamurlu köy yolları vardır. Sonra yorğan gibi kar yağar üzerine örter tüm tozu toprağı çamuru. Her taraf tek renk olur, beyaz. Bembeyaz, tertemiz. Öylesin iște kar gibi.
Öyle bayazsin ki, güneşin tüm ışığını, tam acı geri yansıtıyorsun, sanki güneşin, senin üzerinde resmi çizili. Ondandır gözlüksuz bakamiyorum gözüne.
Ama sen üzerime yağıp, bütün pisliklerimi kapatırken, ben karın altında çamurla cebelleşirken, o masum hayallerine üzülüyorum. Çünkü güneş çıkacak ve sen eriyeceksin yine bütün tozu çamuru ile her şey çırılçıplak gözükecek ve hayat aynı şekilde tüm pislikleri ile tam gaz devam edecek.
Evet bu tabiatın bir kanunudur. Hani bazen arkadaşlarınla samimi yakın, sıcak olursun ya. O sıcaklık tüm karları eritir pislikler, kıskanclık, kibir çıkar ortaya.
Kar eriyor çünkü, sıcakta. Ama ben seni kayb etmek istemiyorum. Düşünüyorum da sırf bunun için soğukmu davransam sana, benim camurumu gizleyen sen kar taneleri hiç erimesen. İnsan sıcakken nasıl soğuk davrana bilir ki, sana. Yaklaştıkça eriyorsun kayb oluyorsun, senden uzak kaldıkça da ben sönüyorum. Ulaşılmazsın. İnsan yaşarken vücudu sıcak oluyor işte, üzerine yağman, erimeden kalman için son çarem soğuk vucud. Ruhsuz vucud. Bir ömür erimeden, o güzel hayallerinle yanimda olurmusun beyaz meleyim.